Blog

Çakralar Üzerine

Çakraları, vücudumuzun meridyenleri gibi düşünebilirsiniz. Her bir çakra, ayrı bir enerji çıkış noktasına sahiptir. Aynı zamanda her birinin hizmet ettiği alanlar ve duygu durumları farklıdır.

Kök Çakra:Köklerimiz, atalarımız, dünyayla olan bağlantı noktamızdır. Hatta anne rahmine ilk düştüğümüz anda oluşan çakramızdır.Zaman zaman bu dünyaya ait hissetmeyebiliriz. Yaşam yolculuğumuzun sonlanmasını istememizin sebeplerinden biri, genellikle bu çakranın eksik ya da zayıf çalışıyor olmasıdır. Ayak ağrıları, aile ilişkilerinde kopukluk gibi belirtiler bu çakranın dengesizliğine işaret eder. Kişi kendini hiçbir yere ait hissetmez. Türkiye’de yaşayan pek çok insanın bu çakrası eksik çalışır çünkü Türkler tarihsel olarak göçebe bir millettir.Bu çakrayı çalıştırmak için kırmızı renkler kullanabilir, sık sık toprağa basabilir, “ağaç meditasyonu” yapabilirsiniz.
Sesi: O
Mantrası: Lam
Sakral Çakra (Cinsel Çakra):Adı üstünde, cinsel enerjinin en çok hissedildiği çakradır. Arzular, istekler, yaratım ve varoluşun kaynağı buradadır.(Laf aramızda, benim de en sevdiğim çakradır 😊)Bu çakra üzerine sayfalarca yazabilirim. Yaratım enerjisi, dürtü, bolluk, bereket, neşe; Rahman ve Rahimiyet enerjisi bu çakraya atfedilir.Hayattan tat alma, keyif ve neşe duygusu tamamen bu çakrayla ilgilidir.Bu çakranın az çalışması durumunda kişi genellikle depresif, mutsuz, hayattan beklentisi olmayan ve kilo almaya yatkın biri olur.
Sesi: U
Mantrası: Yam
Solar Pleksus (Mide) Çakrası:İnsanın ışık kaynağıdır. Eyleme geçme, bir şeyi oldurma, harekete geçme çakrasıdır.Solar çakra, egonun ve “insan” olma vasfının hayata geçiş alanı olarak bilinir. Cinsel çakrada başlayan yaratım enerjisi, burada icraata dönüşür.Güneşi sembolize eder; parlamak, görünür olmak duygusu bu çakradan gelir.Bu çakrası eksik çalışan kişiler genellikle kendini görünmez hisseder, fark edilmek istemez.
Sesi: Ah
Mantrası: Ram
Kalp Çakrası:İlahi Yaratıcı’nın özüyle kendi varlığımızı, tüm duygularımızı ve benliğimizi hissettiğimiz alandır.Kişinin kendiyle baş başa kaldığında en çok sığındığı çakradır. Huzurun, hayallerin ve yaşam sevincinin merkezidir.“Allah’ın ben ki tüm evrene sığmadım, yalnızca kulumun kalbine sığdım” dediği yer tam da burasıdır. Bu çakrayla ilgili size daha ne anlatabilirim ki? 😊Bu çakrası çalışmayan insanlara, “gözünün ışığı sönmüş” deriz. Ruhun çekildiği, Yaradan ile bağını hissedemeyen kişilerdir.Kalp çakrası, dileklerimizin yazıldığı alandır. Hz. Mevlânâ’nın “Ne diledin de vermedim? Yoksa sen dilemeyi mi bilmedin?” sözü de bu çakra için söylenmiş gibidir. Kalbe düşen dilek, murad edilen şeydir.Sesi: Ay (Ey diye okunur)
Mantrası: Yam (Yahm diye okunur)
Boğaz Çakrası:İletişim kurduğumuz, kendimizi ifade ettiğimiz alandır. Söylemek isteyip de söyleyemediklerimiz burada düğüm olur.Zamanla tiroid sorunları, ses kısıklığı, bastırılma ve susturulma duyguları bu çakranın dengesizliğiyle ilgilidir.Sesimiz, bu dünyadaki ritmimizdir. Bu orkestraya nasıl eşlik ettiğimiz, ifade çakramızın gücüyle ilgilidir.
Sesi: İ
Mantrası: Ham (Hamm diye okunur)
Üçüncü Göz Çakrası:Sezgiler, görüler, rüyalar bu alanda yer alır. Görünmeyeni görünür kılan çakradır.Mesela arkanızdan birinin yaklaştığını hissedersiniz ya, işte bu hissi görünür kılan şey üçüncü göz çakrasıdır.Eksik çalıştığında denge problemleri, sadece görülebilen şeylere odaklanma, kabus görme, sezgilerden korkma, hafıza zayıflığı gibi belirtiler ortaya çıkar.
Sesi: Mmm
Mantrası: Ksham (Şam diye okunur)
Taç (Tepe) Çakrası:Ruhsal alanımız, Yaratıcı ile bağlantı kurma, imgeleme ve ruhsal uyanışın çakrasıdır.Birlik duygusu, ilahi olanla bağ kurma, evrensel kaynağa bağlanma bu çakranın çalışmasıyla gerçekleşir.Birinin bizi koruduğunu, ilahi bir elin üzerimizde olduğunu hissettiğimiz yer tam da burasıdır.Çalışmaması durumunda, kişi kaderi suçlar, ruhsal çöküntü yaşar, depresif hale gelir.
Sesi: Ngngng
Mantrası: Aum (Om diye okunur)

İlginizi Çekebilecek Yazılar